Tasarı çıkmadan tartışıldı, ‘Uyutulacak’ dendi… Sokak hayvanları için çözümü AKP’li vekil Müşerref Pervin Tuba Odatv’ye anlattı… Hukukçu ve STK’ler ne dedi


Sokak köpekleriyle ilgili yaşanan problemleri çözmek adına AKP’nin bir teklif hazırladığı, perşembe günü TBMM’de sunulacağına dair birçok haber medyada yer aldı. Bu haberlerde tüm köpeklerin toplatılacağı, 30 gün barınakta tutulacağı, bu sürede sahiplendirme ilanı açılacağı yazıldı. Öte yandan ’30 gün sonunda sahiplenilmeyen köpekler uyutulacağına’ dair ifadelerin yer aldığı haberler, hayvanseverlerin yanı sıra sokak köpeklerine yönelik bir çalışma bekleyen birçok sosyal medya kullanıcısının eleştiri konusu oldu. X’te SokakHayvanlarıSahipsizDeğil etiketiyle paylaşımlar yapıldı.

Konuyla ilgili AKP İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, Meclis’e perşembe günü gelecek bir tasarının bulunmadığını belirterek çözüm önerilerini sıraladı. Uyutmanın bir çözüm olmayacağını belirten Durgut, kısırlaştırmanın ve üretimi durdurmanın önemine dikkat çekti. Durgut şunları söyledi:

“Kalıcı olarak kısırlaştırma kampanyası ve kırsaldaki üretimin durdurulması, çok büyük sahiplendirme kampanyasıyla çözülür. Çeteleşmiş alfa köpeklerin güvenli bölgelerle gönüllülerle işbirliği içinde alınması gerekiyor. Kırsalda devam eden köpek üretiminin derhal durdurulması önemli. Merdivenaltı üretimin de durdurulması gerekli. Gönüllülerle işbirliği içinde geniş çaplı ve sürekli kısırlaştırma kampanyası ile birlikte sahiplendirme kampanyası ile sorun çözülür.”

Bir basın mensubunun “sokak köpekleriyle ilgili düzenleme ve içeriğine ilişkin soruya AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise çalışmaların henüz tamamlanmadığını belirterek, “Adı üzerine taslak. Bununla ilgili olarak toplumda birbirine zıt çeşitli talepler var. Bu çerçevede henüz üzerinde çalışılıyor. Önümüzdeki hafta veya daha sonraki hafta TBMM’ye gelmesi planlanıyor. Taslak üzerinde ortadaki bütün görüşlerin tartışıldığı bir çalışma var. Çalışma devam ediyor, henüz tamamlanmadı.” yanıtını verdi.

İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi üyesi Avukat Bahtiyar Güner ise 2004’te çıkan Hayvanları Koruma Kanunu’na dikkat çekerek belediyelerin görev ve sorumluluklarını hatırlattı. Avrupa’da sahiplendirme ve sokağa terk etme konusundaki sert uygulamaları işaret eden Güner şunları anlattı:

“Hayvanların bırakın öldürülmeleri, bir yere kapatılmaları da doğru değil. 2004’te çıkan bir yasa var, sokaktaki hayvanların ömrü evdekilerden daha da kısa. Bu düşünüldüğünde, 10 yıl öncesinde yasa uygulanmış olsaydı sorun biterdi. Birçok belediyenin bakımevi yok. Bu sorumsuzluğun bedeli hayvanlara ödetiliyor. Avrupa ile kıyaslanıyor ancak Avrupa’da hayvanların sahiplenilmesi için kriterler var, sahiplenme çok zor. Hayvanlar terk edildiğinde ve kısırlaştırılmadığında yaptırımlar çok ağır. Böyle bir tasarı vicdana ve hukuka aykırı.”

Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HAYKONFED) Başkan Yardımcısı Haydar Özkan ise, tarihsel sürece değinerek “Hayırsızada sürgünü” olarak bilinen olayı hatırlattı. 1393 belediyenin etkin kısırlaştırma yapmadığını ve bakımevi kurmadığını söyleyen Özkan, “Hayırsız adaya 100 bine yakın köpek gönderildi. 2 yıl sonra dönemin belediye başkanı şunu yazdı: ‘Sağda solda kalan köpeklerden 30 bin köpeğe ulaşıldı’. 2004’e kadar da belediyeler hayvan öldürdü. Bütçelere resmi olarak zehirli et, mermi parası kondu. Hiçbir şekilde çözüm olmadı. Baktılar ki çözüm değil, kısırlaştırmaya yönelik kanun çıkardılar. Ancak 1393 belediye etkin bir kısırlaştırma yapmadığı gibi 1100’e yakın belediye bakımevi dahi kurmadı. Hayvanların bir kısmını barınağa koydular, bir kısmını çöplüğe ormana attılar, diğer kısmını başka şehirlere attılar ve kontrolsüz üreme oldu.” dedi.

Kaçak köpek üretiminin hala sürdüğünü hatırlatan Özkan, hayvan satışının yasaklanması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Çözüm doğanı öldürmek değil, doğumu engellemektir. Çözüm şu: Günde yalnızca 11 köpek kısırlaştırmayla, bir yıl boyunca 264 günle çarptığınızda, aynı rakamı 1393 belediyle de çarpınca 4 milyon köpek kısırlaştırılmış oluyor bir yılda. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ)’nün vermiş olduğu verilerde, şehir nüfusunun yüzde 4-5’i arasında hayvan popülasyonun var olabileceği belirtiliyor. Ülkemizde de 4-5 milyon köpek var maksimum. Bu da bir yılda çözülür. Ama eşzamanlı olmalı. Biri yapıp diğeri yapmadığı zaman popülasyon engellenmez. Kaçak üretim engellenmeli, bir algoritma yapılmalı, internetten hayvan satışı yakaladığında tepesine çökmeli. 5 yıl süreyle de katalogdan, üretim çiftliklerinden, pet shoplardan hayvan satışı yasaklanmalı.

HAYKONFED Bilgilendirme ve Projelendirme Koordinatörü Ebru Tuncer ise, kırsal alanlardaki popülasyon kontrolünün önemine dikkat çekerek “18 bin köy var. Buralarda çiftçimizin bahçesini koruyan köpekler var. Bu köpeklerden üreyen yavruların birçoğu sahiplenilmiyor ve sokakta kalıyor. Kırsalda sahipli hayvanların da kısırlaştırılması lazım.” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....